OVP istihdamda umut vadediyor
9 mins read

OVP istihdamda umut vadediyor

Yenibiriş Yönetici Ortağı Uğur Karaboğa, Orta Vadeli Program’da (OVP) işsizliğin 2026’da yüzde 9,3 seviyesinde gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini hatırlatarak, bu rakamın son derece elde edilebilir olduğunu, nitelikli personel yapısını zenginleştirecek projelerin ortaya çıkması gerektiğini bildirdi.

Türkiye ekonomisinin 3 yıllık hedef ve politikalarının yer aldığı OVP geçen hafta duyuruldu. OVP ile Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve 2024-2026 dönemini kapsayan temel ekonomik büyüklükler ile hedefler belirlendi. Program, istihdam alanında da birçok politika ve tedbir içeriyor.

Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Yenibiriş Yönetici Ortağı Karaboğa, OVP ile izlenecek planlı politika ve tedbirlerle istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artması ve iş gücüne katılım oranlarındaki öngörülen artışa rağmen işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesine yönelik pek çok farklı çalışmanın planlandığını söyledi.

2026’da işsizliğin yüzde 9,3 seviyesinde gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirten Karaboğa, şunları kaydetti:

“Bu rakam, Türkiye’nin genç yetenek havuzu ve gelişim potansiyeli ele alındığında son derece elde edilebilir. Bunun için istihdamın her kademesindeki paydaşların katkılarının çok önemli bir rolü var. Yetenek alanlarını genişletmek ve üretime katkı sağlayacak nitelikli personel yapısını zenginleştirecek projelerin ortaya çıkması elzem. Özellikle gelecekte etkin olmayı isteyeceğimiz alanlara yatırım yapıp buradaki yetenek havuzunu geliştirmemiz gerekiyor. Bilişim ve sanayi bunun için çok elverişli sektörler. Sadece beyaz yaka, yüksek eğitimli bir havuzdan bahsetmiyorum. Gri yaka diyebileceğimiz, üretimde usta ve teknik personel gibi yetenekleri geliştirmek, ülkemizin geleceği için çok önemli olan tarım ve hayvancılık alanlarında gençlere yer açmak ve onlara sağlıklı bir çalışma ortamı sunmak gerekiyor. Bu noktada ülkemizin önündeki fırsatları çok değerli ve zengin buluyoruz.”

“Teorik eğitimlerin pratikle geliştirilmesi gençler için büyük öneme sahip”

Karaboğa, üniversite yaşamı boyunca alınan teorik eğitimlerin pratikle geliştirilmesinin mezuniyet sonrasında iş hayatına atılan gençler için büyük öneme sahip olduğuna işaret etti.

Sanayide faaliyet gösteren firmalar için de öğrencilerin üniversite süresi boyunca teorik eğitimlerini stajda pratiğe dönüştürmesi, iş yapış şekillerini öğrenmesi, çalışacağı alanın alt dallarına olan yönelimi ve kariyer tercihlerini belirlemesinin, doğru adayla yola devam edilmesi bakımından kritik rol üstlendiğini vurgulayan Karaboğa, “Üniversite-sanayi iş birliği sayesinde akademisyenin konuyu aktarırken güncel vaka ve durumlardan örnek vererek açıklaması, uygulamalı pratiklere de derste yer vermesi, öğrenilen bilginin özümsenmesi noktasında farklı bakış açıları kazandırabiliyor.” şeklinde konuştu.

OVP’nin üniversite-özel sektör-yerel yönetim-STK iş birliğinin güçlendirileceği hedefinin önemli olduğuna dikkati çeken Karaboğa, şöyle devam etti:

“Akademisyenlerin de geniş bağlantılar kurabilme avantajı sayesinde öğrencisini gerektiğinde yönlendirmesi, kariyer planlaması açısından doğru adımları atma konusunda fayda sağlıyor. Bu durum sadece fakülteler için değil, direkt sektöre gri yaka olarak adlandırdığımız nitelikli mavi yaka kazandıran meslek liseleri ve meslek yüksek okulları için de geçerli. Bölgelere ve sektörlere özel projeler, iş gücü piyasasının sadece metropollere değil, Türkiye’nin her bölgesine eşit oranda dağılmasını sağlayacaktır.”

“Teknolojik dönüşümün son yıllardaki hızı baş döndürücü bir seviyeye ulaştı”

Uğur Karaboğa, teknolojik dönüşümün son yıllardaki hızının baş döndürücü bir seviyeye ulaştığını, bu noktada gerek kamu, gerekse özel sektörün üniversitelerle yaptığı iş birliğinin Türkiye’nin teknoloji üretimi, gelişimi ve ihracatı konusunda globalle rekabet etmesine de katkı sağladığını aktardı.

Yapay zekaya dayalı sistemlerin üretim süreçleri, meslekler, gündelik yaşam ve kurumsal yapılar üzerinde son yıllarda ortaya koyduğu değişimin insanlığın yeni bir çağın eşiğine geldiğinin de en net göstergelerinden biri olduğuna dikkati çeken Karaboğa, “Ülkemize teknolojik değer üretebilmek, rekabet gücü yüksek yazılımlar geliştirerek katkıda bulunmak için kamu-üniversite-özel iş birliği, tercihten ziyade gereklilik durumunda bulunuyor. Bu iş birliği sayesinde birer fikir yuvası olan üniversitelerin ve orada bulunan parlak zihinlerin ortaya koyacağı projeler ile kuracakları startuplar, teknolojiye dayalı milli kalkınmanın temelini daha güçlü kılıyor.” diye konuştu.

Karaboğa, günün çalışma biçimleri ve çalışan beklentilerinin eskiye kıyasla pek çok açıdan değiştiğini, özellikle beyaz yaka iş gücü için ofislerin işlevinin çok daha farklı olduğunu, salgının yaşama yepyeni kavramlar kazandırdığını söyledi.

“Bu dengeye yönelik çalışmalar işverenler için de kıymetli”

OVP içerisinde esnek çalışmaya özel bir madde ayrılmasının da çalışma hayatındaki yerinin yadsınamaz olduğunu vurgulayan Karaboğa, şunları kaydetti:

“Programda uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma ile platform çalışması gibi yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda iş dünyasının ihtiyaçları ve iş-özel yaşam dengesi gözetilerek mevzuat düzenlemelerinin yapılacağından söz ediliyor. Bu dengeye yönelik çalışmalar sadece çalışanlar için değil, işverenler için de kıymetli. Çünkü çalışanlar yeni nesil çalışma modellerine adapte olurken verimlilik konusunda işverenlerin de kaygıları bulunuyor. Öte yandan ekip ruhunun devamı ve ortak çalışma dilinin oluşturulması gibi detaylar da önemli. Çalışanlar ise artık özellikle büyük şehirlerde trafikte kaybedeceği vakti özel hayatına ve işine harcamak istiyor. Kaldı ki farklı araştırmalara göre Türkiye’de yoldan kazanılan vaktin yaklaşık yüzde 40’ı yine işe harcanıyor. Bu iki dengenin kurulması iş sonuçlarını ve üretim gücünü olumlu yönde artıracaktır.”

Karaboğa, Türkiye nüfusunun genç ve uluslararası alanda yüksek potansiyeli olan bir yetenek havuzuna sahip olduğunu hatırlattı.

Yeteneği yerinde yakalamanın, geliştirmenin, kendisini en mutlu, en verimli hissedeceği işe yerleştirmenin herkesin sorumluluğunda olduğunu aktaran Karaboğa, Yenibiriş olarak 2022’de yaptıkları yatırım ile “teknolojik insan kaynakları şirketi” olmak ve işe alım süreçlerinde aday ve işverenlere yönelik çok kapsamlı hizmet sunmak üzere vizyon ve hedeflerini güncellediklerini kaydetti.

Karaboğa, şirket olarak işe alım süreçlerine teknolojiyi dahil etmek üzere baştan uca destek verebilecek ürünler geliştirmeyi amaçladıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gelecek dönemde Türkiye’nin birçok bölgesindeki üniversitelerdeki öğrencilerle bir araya gelerek oradaki yeteneklerin daha geniş iş çevrelerine ulaşmasına katkı sağlamak istiyoruz. Platformumuz ve yeni teknolojilerimiz de bunun için son derece uygun. Geliştirdiğimiz yapay zeka tabanlı işe alım uygulamaları ile iş arayanların kendi kriterlerine uygun ilanları belirleyip, başvuru yapmasını kolaylaştıracak hizmetlerimiz olacak. Başvuru yaptıktan sonraki süreçte sadece filtreleme kriterleri üzerinden eleme yapılmadan online video mülakat veya işin niteliğine uygun online sınavlar ile objektif değerlendirmeler yapılmasını ve işe alım süreçlerinde zaman tasarrufu sağlanmasını amaçlıyoruz. Bu da iş arayanlar için işe alım süreçlerinin daha hızlı sonuçlanmasını sağlayacak önemli bir adım olacak. Böylece öte yandan yapay zeka teknolojileri kullanarak geliştirdiğimiz işe alım araçları yeteneği coğrafyadan ve üniversite isminden bağımsız hale getiriyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir